Azerbaycan’ın kültürel başkenti Şuşa, Türkiye ile Azerbaycan arasındaki ilişkilerin müttefiklik düzeyine çıkarılmasının simgesi olan Şuşa Beyannamesi’nin imzalanmasının 4. yılına ev sahipliği yaptı. Bu anlamlı dönüm noktasını kutlamak amacıyla düzenlenen “Yeni Dünya Düzeni: Jeopolitik Yönler ve Küresel Zorluklar” başlıklı uluslararası konferans, Türk dünyasının geleceği ve bölgesel jeopolitiğin yeniden şekillenişi açısından önemli mesajlara sahne oldu.
Etkinliğin en dikkat çeken oturumlarından biri, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Dış İlişkiler Başkanı Zafer Sırakaya’nın moderatörlüğünü yaptığı paneldi. Panelde Azerbaycan Milli Meclisi Başkan Yardımcısı Ali Ahmedov, Kazakistan Amanat Partisi İcra Sekreteri Daulet Keribek, Özbekistan Liberal Demokrat Partisi Başkanı Aktam Haitov ve Sırbistan Avrupa Entegrasyonu Bakanı Nemanja Staroviç yer aldı.
"Türk Dünyası Yeni Düzenin Şekillendirici Gücüdür"
Panelde konuşan Zafer Sırakaya, Şuşa Beyannamesi'nin sadece diplomatik bir metin değil, aynı zamanda bölgesel barış ve iş birliği açısından somut bir strateji belgesi olduğunu vurguladı. Türkiye'nin, en başından beri Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünü savunduğunu belirten Sırakaya, 2. Karabağ Savaşı’nın ardından oluşan yeni jeopolitik zeminin, sadece Azerbaycan için değil, Türk dünyasının tamamı için stratejik fırsatlar barındırdığını ifade etti.
Zengezur Koridoru: Türk Dünyasının Jeoekonomik Bağlantısı
Sırakaya konuşmasında, Nahçıvan ile Azerbaycan ana karası arasında kurulacak olan Zengezur Koridoru’nun sadece fiziksel bir ulaşım hattı değil, Türk devletleri arasında kültürel, ekonomik ve siyasi entegrasyonun anahtarı olduğunu belirtti.
“Türk Kapısı açıldığında, sadece ticaret değil; güven, kardeşlik ve ortak gelecek de akmaya başlayacaktır.”
Uluslararası Sisteme Reform Çağrısı: "Dünya 5’ten Büyüktür"
Sırakaya, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın uzun süredir vurguladığı “Dünya 5’ten büyüktür” yaklaşımına da atıfta bulunarak, mevcut uluslararası kurumların adalet üretmekten uzaklaştığını ve bu nedenle acil reforma ihtiyaç duyulduğunu ifade etti.
“Karabağ işgal altındayken uluslararası kurumların sessizliği, bugün küresel güvenliğin neden tehdit altında olduğunu anlamak için yeterlidir.”
Katılımcı Ülkelerden Ortak Mesaj: Dayanışma Şart
Panelde söz alan diğer konuşmacılar da, dünyada artan çatışmalar, değerler savaşı, güç mücadeleleri ve belirsizlikler karşısında bölgesel iş birliğinin ve siyasi bağışıklığın kritik önem taşıdığına dikkat çekti:
-
Ali Ahmedov (Azerbaycan): İlham Aliyev'in vizyoner liderliğiyle Azerbaycan’ın bölge barışını hedeflediğini, Türk devletlerinin küresel sistemin yeniden şekillenmesinde aktif rol oynaması gerektiğini belirtti.
-
Aktam Haitov (Özbekistan): “Küresel krizler karşısında tek alternatif ortak akıl ve ortak harekettir.” dedi. Türk Devletleri Teşkilatı’nın güçlendirilmesinin önemine vurgu yaptı.
-
Daulet Keribek (Kazakistan): Dünya genelinde 50’den fazla ülkede aktif çatışma yaşandığını belirterek, diyalogun, diplomatik etkileşimin ve değer temelli dış politikanın önemini dile getirdi.
-
Nemanja Staroviç (Sırbistan): Ülkesinin Avrupa Birliği’ne entegrasyon sürecini, egemenlik haklarından taviz vermeden yürüttüklerini, bölgesel barışa katkı sunma konusunda kararlı olduklarını söyledi.
Sonuç: Şuşa, Sadece Tarih Değil, Gelecek de Yazıyor
Şuşa’da düzenlenen bu uluslararası buluşma, sadece Türkiye-Azerbaycan ilişkilerinin derinliğini değil, aynı zamanda Türk dünyasının küresel sistemde daha güçlü temsil edilmesi gerektiği fikrini pekiştirdi.
Konferans boyunca verilen mesajlar, Zengezur Koridoru’nun jeoekonomik değeri, Türk devletlerinin ortak vizyonu ve uluslararası sistemin reform ihtiyacı ekseninde birleşti.
Katılımcılar, Türk devletlerinin sadece kültürel değil; jeopolitik aktör olarak da dünya sahnesinde daha görünür hale gelmesi gerektiği görüşünde birleşti. Şuşa’da atılan bu fikirsel adımlar, Türk dünyasının ortak geleceği için önemli bir stratejik çerçeve sundu.